Henry Ford…
Bugün kendisinin bulduğu üretim sisteminden bahsedeceğim.
Ürettirdiği Model T isimli otomobili milyonlarca satan Henry Ford, bu otomobilin üretiminde bir ilki gerçekleştirmiş ve üretim bandı sistemini kullanmıştır. İşçilerin otomobilin her parçasını tek tek monte etmesiyle üretilen Ford marka arabalar ortalama 11 saatte üretiliyordu, bay Ford bu süreyi 90 dakikaya düşürdü, peki nasıl?
Yürüyen bir şerit düşünün ve bu şeritte işçiler önlerine gelen parçalarda hep aynı işlemi yapıyorlar, iş hızlanıyor, yetkinlik gerekmiyor ve maliyet düşüyor.
Bu durumu gözünüzde canlandırmanız için bu tarz üretim sistemlerini sert bir şekilde eleştiren Charlie Chaplin’in “Modern Zamanlar” filmindeki fabrika sahnesini izleyebilirsiniz.
Henry Ford fordist üretim tarzıyla sadece süreyi kısaltmadı, üretim maliyetlerini de düşürdü ve 825 dolara çıkardığı arabayı bir süre sonra 246 dolara satmaya başladı. Her işçi önünden parça geçerken kendi sorumluluğunu yerine getiriyor, birisi vida sıkıyor, birisi siliyor, birisi arabaya monte ediyor.
Her işçinin günlerce aylarca hatta yıllarca aynı işi yapması hata payını en aza indiriyor. Günümüzde endüstri 4.0 adı verilen sistem de tam olarak bunu vadediyor, hata payını en aza indirgemek, bunun için de insanı sistemden tamamen çıkarıyor.
Üretilen tüm Model T arabalar siyah renk olarak satılıyor, başka renk üretilmiyor. Bunun sebebi seçenekler ile üretimi yavaşlatmamak diğer sebebi de en kolay kuruyan rengin siyah olması.
Bu arada siyah renk değildir, bu nasıl oluyor derseniz bu yazı bitince şuraya tıklayıp o yazıyı da okuyabilirsiniz.
Henry Ford’un “fordizm”in üretim bandı fikrini bulma hikayesi de ilginç bir yere dayanıyor, bir mezbahaya giden Ford, büyükbaş hayvanın kapıdan itibaren derisinin yüzülüp parçalara ayrıldığı hattı görüyor. Bu hatta “kanama hattı” adı verilir, kanlar dökülürken herkes aynı parçayı keserek bir sonrakine iletir.
Bu durum Taylorizm’in bir sonucudur aslında, Frederick Winslow Taylor tarafından geliştirilen bu görüş işçileri bir makine gibi görüp performanslarını devamlı artırmaya çalışmıştır. İşçilerin düşünmeden sadece seri şekilde ve zaman kaybetmeden işlerini yapmasını isteyen Taylor şöyle diyor:
“Size düşünmeniz için para vermiyorum, onun için başkasına para veriyorum zaten”
Bu tarz üretim sistemine dönemin sendikaları karşı çıkmışlardır. Bu durumu sevmeyen birileri daha var, bu konu ile ilgili Ludizm başlıklı bir yazı yazmıştım, buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Derin konuları en kısa ve en basit şekilde anlatmaya çalıştım, yarın yeni yazımda görüşmek üzere…
Yorumlar