Last updated on 12/02/2021
Merhaba, bugün teknolojinin yıkıcı etkisinden ve teknoloji düşmanlığından bahsedeceğim. Teknoloji kendi çocuklarının katilidir, yeni çıkan ürünler daha eski olanları bir çöp yığını haline getirebilir, teknoloji “eski” olan şeyleri sevmez. Cep telefonu çağrı cihazlarını nasıl tarihe gömdü? Antensiz telefonlar çıkınca antenli ve büyük bir telefon kullanmak pek hoş karşılanmıyordu.
Hiç unutmuyorum, 7. sınıftaydım ve hafta sonu gittiğim fen bilgisi kursunda öğretmenim benim büyük ve antenli telefonuma bakıp “bunu traktör römorku ile mi getirdin” diye sormuştu, bu kırgınlığı yıllar geçse de unutamadım…
Kevin Kelly şöyle diyor: Teknoloji, siz doğduktan sonra icat edilen her şeydir!
Cep telefonu benim için teknolojik bir alet olsa da 2007 doğumlu bir lise öğrencisi için sıradan bir şey. İnsanlar yaşları ilerledikçe yeniliklere kapalı hale gelmeye başlıyorlar ve gelişmeleri karikatürize edip saygı duymuyorlar, bir süre sonra mecburen olaya dahil oluyorlar.
Schumpeter tarafından ortaya konulan yaratıcı yıkım (creative destruction) kavramı yeni şeyler üretmek için eski sistemleri yok etmek gerektiğini ifade ediyor. Yaratıcı yıkım kavramı Schumpeter’in fırtınası, Schöpferische Zerstörung olarak da bilinir.
Teknolojik gelişmelere ayak uyduramayanların yok olacağını ifade eden bu kavram pek haksız da sayılmaz, dokunmatik ekranlı telefonların tuşlu telefon markalarını kısa sürede nasıl tarihe gömdüğüne şahit olduk, çok acımasızca değil miydi?
Bugün dünyanın en önemli buluşunu piyasaya sürseniz bile kısa sürede daha iyileri çıkmaya başlayacak ve sizi kenara itecektir. Ben bu duruma “teknolojik konfor alanı” ismini verdim, firmalar teknoloji konfor alanına çekilerek “ben oldum, artık yeter” diyemez.
Yeni teknolojinin bir önceki teknolojik gelişmeleri yok etmesini sadece teknik açıdan ele alamayız, bir de işin psikolojik boyutu var. Geçmiş yıllarda çıkan ve aynı markaya ait olan 2 telefona bugün tekrar objektif olarak bakalım, arada ne fark var? Yaratıcı yıkım şirketlere her zaman zarar vermez bunun gibi durumlarda kontrollü bir yaratıcı yıkım yapılarak şirketler kazanç sağlayabilir.
Bana “teknoloji insanları işsiz bırakacak mı?” diye soruyorlar, teknoloji yıllardır insanların işlerini ellerinden alıyor zaten, bu yeni bir durum değil. Yıllar önce otobanda gişe memurları vardı ve para uzattığımızda para üstü veriyorlardı şimdi nerede onlar? OGS ve HGS gibi sistemler o kişileri artık orada gereksiz kıldı, bu sadece güncel örneklerden biriydi…
Dokuma tezgahlarının işlerini ellerinden alacağını düşünen tekstil işçileri tarafından başlatılan Luddite İsyanları, Ludizm İdeolojisi kavramını ortaya çıkarmıştır ve bu durum bazı kaynaklarda makine kırıcılık olarak da geçmektedir.
Ned ludd isimli bir kişi tarafından başlatıldığı iddia edilen bu hareketin Avrupa kıtasında yayıldığı ve işçilerin fabrikalara zarar verdiği söylenmektedir. Bu konu ile ilgili başka bir söylenti de sabotaj kelimesi ile ilgilidir, tekstil fabrikalarındaki makineleri bozmak için mekanizma içine sabot adı verilen sert terliklerin sokulduğu ve sabotaj kelimesinin de böyle ortaya çıktığı iddia edilmektedir.
Bu yazıyı sevdiyseniz geçmiş dönemlerde yazdığım ve benzer bir konuyu işleyen elma devrimi yazımı da şuraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Teknolojik gelişmelerin arkasında yatan moore yasası ile ilgili yazımı da buradan okuyabilirsiniz.
Ben bu işi sevdim başka bu konu ile ilgili ne yazdın Tolga derseniz de teknolojiye karşı insanlık yazım burada sizi bekliyor.
Blog yazılarımı çevrenizle de paylaşarak yolculuğumda yeni arkadaşlar edinmemi sağlayabilirsiniz, ihmal etmeyin : )
Yarın görüşmek üzere…
[…] sendikaları karşı çıkmışlardır. Bu durumu sevmeyen birileri daha var, bu konu ile ilgili Ludizm başlıklı bir yazı yazmıştım, buraya tıklayarak […]
[…] Ludizm yazımı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz, bu konu ile bağlantısı var. […]