Last updated on 17/12/2020
“Trend”leri kaçırmamak daha doğrusu trenleri kaçırmamak için trendin peşinde koşmayın ve trend treni o durağa geldiğinde siz zaten orada olun.
Peki bu nasıl olacak?
Önce “Trend” dediğimiz şey nedir, bundan başlayalım.
Türk Dil Kurumu’na göre trend “eğilim” demektir. Birçok insanın aynı anda yöneldiği bir konu, hizmet, eşya vb. olarak tanımlayabiliriz. Bir şeyin trend olması, o şeye yönelen ve eğilim gösteren kitlenin büyümesi ile mümkün olur. Buna bizim ülkede “moda olmak” da deniyor ama bunu neden dediklerini hiç anlayamadım.
Dün bir arkadaş ile sohbet ederken bana “Teknolojik trendleri nasıl takip ediyorsun?” dedi, o soruya verdiğim cevabı genel olarak herkese vermek istediğim için yazmaya karar verdim.
Bugün “Bilgi Çağı”nda olduğumuz iddia ediliyor, bence tam bir saçmalık. Her şeyde olduğu gibi bilgi kavramının da içini boşalttık, bilgi hafife alınacak bir şey değildir. Doğru zamanda doğru yerde olmak ve bir konu hakkında herkesten önce “yatırım” ve hazırlık yapabilmek için trendleri kovalamak işe yaramaz.
Biz hep “an”ı yaşamaya çalışıyoruz ve o an olan bilgileri “hipersenkronize” olmuş bir şekilde takip ediyoruz, Herakleitos “Aynı nehre iki kez giremezsin” diyor bugün de aynı zaman tüneline giremiyoruz.
Vücut geliştirme sporcularına bakın, yıllarca çalışıyorlar ve aynaya bakıp “işte istediğim vücut buydu” diyorlar peki kitap okurken aynısı geçerli mi? HAYIR. Aynaya bakınca göremiyorsunuz, daha kötüsü siz görseniz de çevreniz göremeyebiliyor, buna uygun çevreniz yoksa zaten çevrenizi değiştirin 🙂
Sonuç olarak işi şununla bağlayacağım:
Eğilimleri doğru bilmek için ve trend olacak şeyleri bilmek için gündemi takip etmeyin, doğru kitapları okuyun, böylece insanlığın, teknolojinin veya ilgilendiğiniz konu her neyse onun nereye doğru gittiğini görebilirsiniz.
Hız çağında en ağır ve sıkıcı şey kitap okumak gibi gelse de şunu unutmayın:
Nasıl ki spor salonunda saatlerce acı çekerek ağırlık kaldırmak ve abur cuburlardan uzak durmak vücut geliştiriyorsa, sıkılarak ve gündemin abur cuburlarından uzak kalarak kitap okumak da zihninizi geliştirir. Bunu siz zamanla göreceksiniz, çevrenizin görmemesinden şikayetçiyseniz de belki de çevrenizin ne kadar boş olduğunu düşüneceksiniz, bu güzel haber.
Birine sinirlenip, “ne haliniz varsa görün” dersiniz ya, bir arkadaşım da geçen “ne haliniz varsa gülün” yazmıştı.
Ben de şöyle sözlerime son vereyim:
“Ne haliniz varsa okuyun” ancak okuyarak ne halde olduğunuzu ve her şeyin ne hale geleceğini önceden öğrenebilirsiniz.
Hayatta en çok istediğim şeylerden biri “kitap okuma alışkanlığı”mın olması .. en ufak bulduğu boşluğu kitap okuyarak değerlendiren insanlardan olmak isterdim . Ama ne zaman o ufak boşluğu yakalasam , kendimi sosyal medyada gezerken buluyorum . Kendime bir söz verdim, her sabah 1 sayfa bile olsa gözümü kitap okuyarak açıp , kitap okuyarak kapatacağım . Uyanır uyanmaz telefonu elime almayacağım . 1 haftadır uyguluyorum. Umarım hayat tarzım haline gelir..
Trende kaçmak garanticilik oluyor birazda sanki.Örneğin herkesin beğendiği kitabı bende beğenirim diyorum.Çoğu zaman o kitaba verdiğim paraya deyiyor ve pişmanlık duymuyorum.Ama sizin demek istediginizi anladım ve katılıyorum.Ne zaman ki moda olduğu için değil kendimiz için bir şeyler yaptığmızda o zaman başarmış olacağız.
[…] derler ya, ben ne haliniz varsa okuyun diyorum, bununla ilgili yazdığım yazıyı okumak için buraya […]